Tabula rasa, Latince bir deyiştir ve "boş levha" veya "temiz levha" anlamına gelir. Felsefe ve psikoloji alanlarında kullanılan bir terimdir.
Tabula rasa, insan doğasının veya zihnin boş bir levha gibi olduğunu ifade eden bir düşünceyi temsil eder. Bu teoriye göre, doğumda herhangi bir kalıtımsal bilgi veya önceden programlanmış düşünce yoktur. İnsanlar doğduklarında herhangi bir bilgi veya deneyime sahip değillerdir ve zihinleri tamamen boştur.
Tabula rasa teorisi, özellikle 17. yüzyıl filozofu John Locke tarafından geliştirilmiştir. Locke, insan zihninin doğuştan bilgiden yoksun bir şekilde doğduğunu ve tüm bilgilerin deneyim yoluyla elde edildiğini savunmuştur. Ona göre, insanlar deneyimlerine dayanarak bilgi ve anlayış geliştirirler.
Tabula rasa fikri, insan davranışlarının ve kişilik özelliklerinin deneyimler ve çevrenin etkisiyle şekillendiğini savunan psikolojik teorilerde kullanılır. Bu teori, insanların doğal eğilimlerinin veya kalıtımsal faktörlerin çok az etkisi olduğunu ve çevresel faktörlerin daha önemli olduğunu öne sürer.
Tabula rasa fikri, bir seferinde popüler olsa da, günümüzde bilimsel araştırmalar genetik faktörlerin ve kalıtımsal bilginin insan davranışları üzerinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Bu nedenle, tabula rasa teorisi bazı eleştirilere maruz kalmış ve insan doğasının daha karmaşık olduğu düşüncesi ortaya çıkmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page